28 Aralık 2011 Çarşamba

10 kasım



Zamanın beni, sigaramı ve boyasını bitirdiği Beykoz belediyesi bankı.
Yapmacık kaldırım taşları, oraya buraya serpilmiş çam ağaçları.
Lüzumsuz yanan ışıklar,itişip kakışan köpekler.
İşte İstanbuldayım, gecesi soğuk 10 Kasım...

sınav



Aşk bataklıktı
Çırpındıkça batıran bizi.
Sözcükler çamurdu artık
Ve birbirimize çamur atıp duruyorduk...

mayhoş



Hayat bir sokak.
Kimimiz orospu geceleri,
Kimimiz serseri.
Ağ örmekte birbirimize,
Çoktan geçtik örümceği.

özelev



Zaten hiç halim yok,duman duman başım
Alacak verecek hesap tamam
Yollar ayrı burda,bir veda bile yok
Zaten hiç halim yok.

Zaten hiç halim yok,gözler uykulu
İki sigara var,biri sana biri bana
Gözlerin üstümde yine kuşkulu
Hadi git güzelim,başka para yok
Zaten hiç halim yok.

yalnız



Ayrı telden çalıyor şiirler,
Eser yok artık nakarattan.
Dalga sesleri midye kabuğunda
Yalnızım...Dayarım kulağıma.

Ayrı telden çalıyor şiirler,
Eser yok artık nakarattan.
Yalnızım yürüyorum boğazda
Martı çığlıkları kulağımda.

Sevdim,sevilmedim düşünme artık
Doğdum,öldüm arası da yalnızlık...

üşürken



Üşüsem yağmurda
Üşüsem ve düşünsem.
Sokak lambasının gölgesinde
Üşüsem,üşüsem...

görmeden



O kadar karanlık ki
Yıldızlar bile görünmüyor.
Atların sesi var kulaklarımda
Irmağın akıntısı
Ve bazen karanlık odamda
Sessizliği duymak
Hissetmek içinde
Nefesin kulklarında.

Anlat Sen



Anlatıyorsun birşeyler işte
Bazen dinliyorum,bazen dinlemiyorum

Anlatıyorsun durmadan
Ben bazen burdayım,bazen yokum

Anlattıkça anlatıyorsun
Ve ben anlıyorum bazen,bazen anlamıyorum

Anlat sen,ben yaşıyorum
Tüm büyüsüyle hayatı.

değişken



Güneş
Bulutların arasına girer ya
İşte o an ben
Hüzünlenirim

Dua ederim
Çıksın diye
Çıkar.
İşte o an ben
Sevinirim.

Benim gibi
Değişken hayat işte.

mutsuzluğum




Mutsuzluk senin adınla gelip
Senin adınla gidenmiş.
Mutsuzluk sevemediklerimmiş...
Her ağaca seni kazımak
Her adımı senle atmakmış mutsuzluk.
Gözlerine bakmak
Sesini duymakmış

Mutsuzluk mutluluğu tatmakmış.
Mutsuzluk aşık olmakmış.

sessizliğim



Yine klasik sessizliğim
Yağmur altında duman
Ormandayım seslerin eşiğinde
Ninniler yaprakların dilinde.

Yine klasik sessizliğim
Dudaklarım mühürlü bu gece
Yaşamak için tek sebebim
Hayata karşı sensizliğim.

Sessizlik,sessizlik,sessizlik...
Orta yol bu.
Ninniler yaprakların dilinde
Hayata karşı sensizliğim
Yine klasik sessizliğim.

yine bir gece



Her şey aynı gibi
Karanlık aynı,ayın ışığı aynı
Betonun soğukluğu aynı
Yalnızlığın sessizliği.

Yine sıradan bir gece gibi
Söze başlama şeklim aynı
Verdiğim sözü tutamayışım
Tuttuğumu koparamayışım.

Küçülen benmiyim
Yoksa büyüyen dünya mı?
Sıradan bir gece işte
Kararsızlığım aynı.

teşekkürler sevda



İyi geceler millet,uykum geldi.
İyi geceler dünya,soyutladım seni.
İyi geceler sevda,unutma beni.
Sende olmasan,hatırlamam bu kalbi...

kalemin ucuna ithafen



Her gün açık karşı pencere
Bazen tülü çekilir yüzüne.

Her gün açık Selami Bakkal
Bazen kapar,müşteri gelmeyince.

Her gün açık suyumuz elektiriğimiz
Bazen keser belediye,ödemeyince.

Her gün açık kalemin ucu
Bazen biter,böyle gereksiz tüketince.

mut'u ararken



Bir insan düşünün
Her gün mutlu.

Bir insan düşünün
Her gün mutsuz.

Bir ben düşünün
Ne mutlu ne mutsuz.

Bir de ben düşündüm
Hem mutlu hem mutsuz.

melek



Loş bir ortam
Dumanının ortasında sigaranın
Hafif müzik kulağımızda
Bak bana
Ne görüyorsan
Aciz bedenimden başka
O senindir
Sesini duyduğun,delice çarpan
O senindir.

dört fırt





Geçen gece uçtum.
Evet uçtum...
Öyleki yerdeki karıncalara el salladım
Güldüler bana.
Ayağımla ezmeye çalıştım
Büyüdüler.
Sonra bana el salladılar
Ezdiler.
Geçen gece cidden uçtum.

oyun



Yürüyorken kaldırımda,aklında sevdiğin ve dudağında sigara.
Onlarca günahın ağırlığı çökmüş omuzlarına.
Ve yürüyorken kaldırımda,çizgilere basmadan
Sabahın ilk ışıkları yansıyor gökdelen camlarında.

Aniden duruyorsun ağlarken
Balıkçılar bağırmıyor artık
Vapur sesleri gelmiyor boğazdan
Ve martıların çığlıkları duyulmuyor boş sokakta
Işıklar sönüyor birer birer
ve anlıyorsun herşeyin bir oyun olduğunu
Oyuncağı olduğumuz bu dünyada...

yine sen



Yabancı şarkılar çalıyor kafamın içinde,
Anlamını bilmediğim onlarca kelime.
Suyumu yudumlarken şehri seyre dalıyorum
Ve birden camdaki yansımama takılıyorum.
Gözümün içine bakıyorum dikkatlice,
Yine sen varsın,bu çok delice!

yazd



Sizi izliyorum
Binlerce insanın ortasında
Bir şarkı tutturmuş dudağım
Sizi izliyorum

Bir evin çatısından
Bir diğer evin çatısına atlıyorum
Bulutları yarıyor avuçlarım
Güneş ışınlarıyla kamaşıyorum

Siz beni göremiyorsunuz belki
Belki dikkat etmiyorsunuz
Ama ben sizi izliyorum
Dudağım bir şarkı tutturmuş..


kavuşma




sen kara asfalt gibisin
ben üzerindeki beyaz çizgiler..
herkes benim yanımdan
senin üstünden geçer..
gölgem bile beni izlemezken
ben daha nasıl varolabilirim
bu kadar severken..

sevilmişler ve terkedilmişler



Elveda derken ve geçip giderken
Sevilmişlerden
Yokluğuna el sallarım
Fısıldaşan ağaçları dinlerken

Elveda derken ve gelip geçerken
Terkedilmişlerden
Yokluğuna el sallarım
Terlemiş vücutları hissederken

Elveda derken ve seyredip giderken
Bir şehirden
Farkınız olmadığını anlarım
Betonarme evlerden

Hayal Meyal



ellerin vardı uzakta
gözlerin
hayal meyal

bir ağaç deniz kenarında
kara bir bank
çiçekçiler vardı
hayal meyal

parketmiş arabalar
cilveleşen kediler vardı
ve deniz sesleri
hayal meyal

herşey hayal meyal
hayal meyal gülüşlerin..

tıkanma


Ayrılık belki
Boşvermenin diğer adı
Koyvermenin yalnızlığa

Yalnızlık belki
Hüznün diğer adı
Atıvermenin sessizliğe

Sessizlik belki
Gecenin diğer adı
Terketmenin karanlığa

Karanlık da belki
Benim diğer adım...

papatyadaki böcek




ufak bir mazi çekerek
kaybedilmiş sıradanlıklara..
elleri titreyerek gülümsedi
papatyadaki böcek..

ufak bir mazi çekerek
harcanmış umutlara
uçmayı bekledi her rüzgarla
aptal böcek


utanmadan gülüyordu hala
hiç düşünmeden
dertsiz tasasız
arsız böcek..